Türkiye’de tenekenin bir ambalaj malzemesi olarak yaygın şekilde kullanılmaya başlaması, Avrupa ve Amerika’dan oldukça sonra oldu. Tenekenin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki geçmişine dair elimizdeki en eski bilgi, Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname’sinde yer almaktadır. 1630-40 yıllarında İstanbul’da faaliyet gösteren 500 dolayında esnaf ve zanaatkâr ocağı hakkında bilgiler veren Evliya Çelebi, tenekeci esnafı için ise şu kısa notu düşer (sadeleştirilmiş olarak):
“Esnaf-ı tenekeciyan: Dükkân 300, neferat 305, pirleri namalumdur.¹ Bunlar Leh ve Çek ve İngiliz diyarından gelme demir kalaylı teneke ve pirinç teneke² satarlar, dükkânlarını süsleyip güzel ederler.”
Bu kısacık notun haricinde, tenekecilik sanatının Osmanlı’daki gelişimine yönelik bilgiler maalesef son derece kısıtlıdır. Arşiv belgelerinde pek çok mesleğe ilişkin kayıt ve bilgilere rastlanmasına karşın, teneke esnafı hakkında hemen hemen hiçbir kaynak mevcut değildir. Osmanlı Devlet Arşivi’nde tenekeye dair bulduğumuz en eski belge, 1716 tarihinde Nesim adlı bir Yahudi’den donanma için yapılan “beyaz teneke” (kok teneke) alımına ilişkindir.³ Benzer içerikli 1795 ve 1811 tarihli diğer belgeler de, çeşitli erzak ve malzemelerin gemilerde muhafazası için Osmanlı donanmasının devamlı surette teneke kutu aldığını göstermektedir.⁴
Arşiv belgeleri, teneke ile taşınan askeri malzemenin içeriğine yönelik başka ipuçları da vermektedir. Eski top ve tüfeklerde yemleme barutu olarak kullanılan bir tür patlayıcı madde olan falya bunlardan biridir. 1771 tarihli bir belgede sefer levazımı olarak 20.000 teneke, 1785 tarihli bir başka belgede de Kâğıthane ve Beyoğlu’nda süratçi topçularının talimlerinde kullanılmak üzere 3.000 teneke falya alımından söz edilmektedir.⁵ 1788 yılına ait bir başka belgede ise Belgrad Kalesi’ne gönderilecek 300 kıyye (384 kg) kurşunun doldurulması için teneke satın alındığı belirtilmektedir.⁶
1 “Dükkân 300, kişi 305, pirleri bilinmemektedir.”
2 “Pirinç teneke” ifadesinin, aslında yalnızca “pirinç” malzemeyi ifade ediyor olduğunu tahmin ediyoruz.
3 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Cevdet Bahriye, Belge No. 247/11419, 9 Safer 1128 (3 Şubat 1716).
4 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Cevdet Bahriye, Belge No. 231/10719, 27 Safer 1210 (12 Eylül 1795); Belge No. 42/1983, 12 Muharrem 1226 (6 Şubat 1811).
5 BOA, Cevdet Askeriye, Belge No. 1009/44179, 2 Zilhicce 1184 (19 Mart 1771); Cevdet Askeriye, Belge No. 1088/48004, 21 Zilkade 1199 (25 Eylül 1785).
6 BOA, Cevdet Askeriye, Belge No. 930/40235, 23 Ramazan 1202 (27 Haziran 1788).
1818-1839 yılları arasındaki İzmir Giriş Gümrüğü kayıtlarından teneke kutu da ithal edildiğini görebiliyoruz. Yalnız gelen kutuların cinsi hakkında bir bilgiye rastlayamıyoruz.¹
Teneke kutular, mühimmat dışında ordunun iaşesi (beslenmesi) için de kullanılmaktaydı. Örneğin Osmanlı arşivlerinde bulunan 1914 tarihli bir belgede, asakir-i şahane (padişahın askerleri) için Erzincan mıntıkasında 1.150 teneke kavurma hazırlanarak peyderpey Cizre’ye sevk edildiği belirtilmektedir.² Gıdaların saklanması, dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi Osmanlı ülkesinde de tenekenin en fazla kullanıldığı alanlardan biriydi. Bezmialem Valide Sultan Vakfı’na ait Edremit’teki zeytinyağı tenekelerinin tamiri ile ilgili 1876 tarihli belge ile Van’a tenekeler içinde gelen zeytinyağının kalitesinin kontrol edilmesinin istendiği 1889 tarihli belgeler, bugün olduğu gibi geçmişte de zeytinyağı muhafazasında tenekelerden yaygın şekilde yararlanıldığını göstermektedir.³ Teneke kutular, katı yağ ve peynir gibi gıdalar için de uygun bir ambalajdı. Nitekim Selanik’e tenekeler içerisinde donmuş yağ gönderilmesini içeren 1856 tarihli evrak, tenekenin Osmanlı döneminde bu yöndeki kullanımını belgeleyen bir örnektir.⁴
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde teneke kutunun yaygın olarak kullanıldığı bir diğer alan ise gazyağı satışıydı. Bakkal esnafının tenekeyle toptancılardan temin ettiği gazyağı daha sonra müşterilere litreyle satılırdı.⁵ 16-18 litrelik tenekeler, gazyağının gemiler yoluyla yurtdışından getirilmesinde de en yaygın araçtı. 1892 yılında, Süveyş Kanalı’ndan o güne kadar teneke kutular içerisinde geçirilmekte olan gazyağının artık sadece büyük depolu gemiler yoluyla geçirilmesine Kanal Şirketi’nce karar verilmesi, özellikle Londralı tüccarların tepkisine neden olmuştu. İngiliz tüccarlar bu düzenleme nedeniyle Osmanlı yönetimini protesto etmişti.⁶ I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’da teneke stokunun azalmasından dolayı, gaz koymak için kullanılan tenekelerin şehir dışına satılması yasaklanmıştı.⁷
1 A. Mesud Küçükkalay, Osmanlı İthalatı İzmir Gümrüğü 1818-1839, Ankara (2007) s. 39.
2 BOA, Dahiliye Şifre Kalemi, Belge No. 445/33, 9 Teşrinisani 1330 (22 Kasım 1914).
3 BOA, İradeler Dahiliye, Belge No. 716/50058, 14 Muharrem 1293 (10 Şubat 1876); Dahiliye Mektubi Kalemi, Belge No. 1649/122, 23 Zilhicce 1306 (20 Ağustos 1889).
4 BOA, Sadaret Müteferrik Evrakı, Belge No. 15/9, 13 Şaban 1272 (19 Nisan 1856).
5 BOA, Dahiliye Mektubi Kalemi, Belge No. 1700/21, 26 Cemaziyelahir 1307 (17 Şubat 1890).
6 BOA, Meclis-i Vükela Mazbataları, Belge No. 69/6, 15 Recep 1309 (14 Şubat 1892).
7 BOA, Meclis-i Vükela Mazbataları, Belge No. 200/109, 7 Cemaziyelevvel 1334 (12 Mart 1916).