Teneke Müzesi | Türk Teneke Ambalaj Tarihçesi | Teneke ambalaj üreticileri C-H
16004
page,page-id-16004,page-template-default,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,paspartu_enabled,paspartu_on_top_fixed,paspartu_on_bottom_fixed,vertical_menu_inside_paspartu,side_area_uncovered_from_content,qode-theme-ver-7.4,wpb-js-composer js-comp-ver-4.5.2,vc_responsive
 

TENEKE AMBALAJ SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN KİŞİLER, FİRMALAR VE ANILAR C-H

 

ÇALIŞKAN TENEKE AMBALAJ SANAYİ ve TİCARET LTD. ŞTİ.

 

Teneke kutu piyasasında “Oren Çalışkan” olarak bilinen, 1936 doğumlu Honan Çalışkan, 1950 yılında Ohannes Meyhanecioğlu’nun yanına çırak olarak girdi. On yıl kadar burada ağabeyi Yervant Çalışkan ve dayısı Yeprem Balta ile beraber çalışarak kutu yapımını öğrendi. 1960 yılında Humayak Usta’nın yanındaki dükkânda, Kundakçı Han’da kendi işyerini açtı. Kullanılmış Vita kutularını toplayıp temizledikten sonra kapaklarını değiştirip satıyordu.
Honan Çalışkan daha sonra Humayak Usta’nın kızıyla evlenip damadı oldu. Atölyesi dar geldikçe daha geniş yerlere taşındı. Honan Çalışkan, Kundakçı Han No.9’daki işyerinden sonra sırasıyla Topçular, Gündoğan Sitesi, Polat Sokak No.19/1 Eyüp; daha sonra da 1971 yılında Kantarcılar, Deveoğlu Yokuşu Kundakçı Han No.11/5’te kutu üretimine devam etti. 1975 yılında ilk fabrikasını Bayrampaşa’da kurdu. Ağırlıklı olarak yemeklik yağ sanayi için yağ kutuları üretimiyle uğraştı. Bir süre sonra atölyesinin adını Çalışkan Teneke koydu. Daha sonra da limited şirkete dönüştürdü. Şirket ortakları Honan Çalışkan, kardeşi Yervant Çalışkan, oğlu Vahan Çalışkan ve kardeşinin damadı Agop Karakuş’tu.

 

Müşterilerinin büyük çoğunluğu Gemlik’teydi. Kutuları kamyonla başta Gemlik olmak üzere, Anadolu’daki yemeklik yağ üreticilerine gönderiyordu. Kamyonların Boğaz’ı geçmesi çok uzun sürdüğü ve kutular zamanında müşterilere ulaşmadığı için, çok sayıda şikâyet gelmesi üzerine Gemlik’te, Yalova Yolu 2. km’de yeni bir fabrika kurdu. 1995 yılında Gemlik’te de kutu üretimi başladı. Bayrampaşa’daki fabrikada işler umduğu gibi gitmeyince, üretimi durdurup fabrikayı kiraya verdi.

 

Rekabetin artması ve otomatik hatlarda daha ucuza kutu üretilmeye başlaması, yarı otomatik pedallı kutu makinelerinde kutu üreten Çalışkan Teneke’nin rakipleriyle rekabet edemez duruma gelmesine neden oldu. Bunun sonucunda Honan Çalışkan ve ortakları 2012 yılında tesisi kapattılar.

 

uretici-20
Soldan sağa ayakta: Bir işçi, Honan Çalışkan, Aleksan ve Yervant Çalışkan.
Oturanlar: Yeprem Balta ve bir işçi

 

Kaynak: Honan Çalışkan’dan alınan bilgi.

 

ÇALIŞKANLAR TENEKE AMBALAJ SANAYİ

 

1930 yılında Ahmet Çalışkan ve Yako Sadi ortak olarak 905 Sokak No.16 – İzmir adresinde bir kutu atölyesi kurdular. Teneke kutunun yanında taçlı kapak ve dosya teli de üretiyorlardı. Yako Sadi’nin 1960’lı yılların ortalarında vefatından sonra şirketi Ahmet Çalışkan devralarak 1595 Sokak No.6 – İzmir adresinde faaliyetine devam etti. Daha sonra şirketin ismi Ahmet Çalışkan ve Ortağı Kollektif Şirketi oldu ve Anadolu Caddesi No.2/2 Çınarlı – İzmir adresinde kutu üretimini sürdürdü. Taçlı kapak üretimine bu yıllarda son verildi.

 

Şirket, 1978 yılında Ahmet Çalışkan’ın vefatından sonra Baha Çalışkan’ın yönetiminde, 2010 yılında Baha Çalışkan’ın vefatından sonra da Bahri ve oğlu Tufan Çalışkan’ın yönetiminde aynı adreste faaliyetini sürdürdü.

 

uretici-21

Resimde en önde, şirketin kurucuları Ahmet Çalışkan ve Yako Sadi (1961)

 

Kaynak: Baha Çalışkan ve İsmail Atrek’ten alınan bilgi; Sanayi Rehberi (1965 ve 1967); TASİAD 2000 yılı üye listesi.

 

ÇITKÖYLÜ TENEKE KUTU AMBALAJ SANAYİ ve TİCARET LTD. ŞTİ.

 

Mehmet Çitköylü, 1940 yılında Edremit’in ikinci kutu atölyesini açtı. Bıçakçılar Caddesi’nde (bugünkü Zübeyde Hanım Caddesi) kurulan atölye, 1960 yılında Hasan Şehirlioğlu’nun iflası üzerine Edremit’in tek teneke kutu üreticisi konumuna geldi.

 

1960’lı yıllarda Fadıl Akılloğlu, Çitköylü firmasına ortak olduysa da bir süre sonra ortaklıktan ayrılmayı seçti. 1970 yılında Mehmet Çitköylü’nün vefatı üzerine, oğlu Hüseyin işleri devralarak üretime devam etti. Hüseyin Çitköylü, 1980 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etti.
Hüseyin Çitköylü’nün çocukları çok küçük olduğundan, atölyenin yeniden faaliyete geçmesi için 1963 yılından beri atölyede çalışan Yusuf Karagül şirketin başına getirildi ve atölye tekrar Çitköylü Teneke Kutu Fabrikası – Semra Çitköylü adıyla çalışmaya başladı. 2001 yılında Semra Çitköylü’nün vefatının ardından ise Yusuf Karagül şirkete ortak oldu ve şirket ismi bu kez Çitköylü Teneke Kutu Ambalaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirildi. Firma, halen Sanayi Sitesi Mimar Sinan Caddesi 5. Sokak Edremit – Balıkesir adresinde faaliyetine devam etmektedir.

 

uretici-22
Mehmet Çitköylü (soldan ikinci) ve çalışanları.

 

Kaynak: Yusuf Karagül ve Mehmet Çitköylü’den alınan bilgi.

 

EMİNİŞ AMBALAJ SANAYİ ve TİCARET A.Ş.

 

Marshall Boya, 1954 yılında, İstanbul Topkapı’da Uzunyol ailesi tarafından kuruldu. 1960 yıllarının ortalarına doğru inşaat işleri yapmak üzere Uzunyol ailesi tarafında Eminiş ismi ile yeni bir şirket kuruldu. Marshall Boya 1970 yılında, Tavşancıl Koyu Eynarca Mevkii, Dilovası – Kocaeli adresine taşındığında boya fabrikası içinde kurulu olan kutu tesisi Eminişi bağlandı ve şirket adı Eminiş Kimya Sanayi ve Ticaret A. Ş. olarak değiştirildi Faaliyetini son yıllara kadar Marshall’ın Gebze tesisinin içindeki bir fabrika binasında sürdüren Eminiş, ağırlıklı olarak Marshall’ın ihtiyacı olan ambalajları üretmeye devam etti. Daha sonra şirketin ismi, Eminiş Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak değiştirildi.

 

1998 yılında Marshall’ın çoğunluk hissesinin Akzo Nobel’e devri üzerine Eminiş, bir süre daha eski tesisinde çalıştıktan sonra Dilovası OSB 1. Kısım D-1003 Sok. No.4 Dilovası – Kocaeli adresine taşındı. Halen bu adreste teneke ve plastik kutular üretmektedir.

 

uretici-23

 

Kaynak: Hasan Tahsin Mert’ten alınan bilgi; Kim Kimdir 75 / Özel Sektör Sanayi Kuruluşları (1975).

 

ERK ve AZİM AMBALAJ

 

İhsan Erkli, 1958 yılında İstanbul Sirkeci Kocapaşa Caddesi No.53 adresinde su, ayran ve süt şişeleri için alüminyum kapak üretimine başladı. 1960’lı yılların başında Eski Edirne Asfaltı No.11 Rami İstanbul adresinde taçlı kapak üretmek için ikinci bir tesis kurdu.

 

1965’te, o yıllara göre büyük siparişler aldığı Kızılay Maden Suyu firmasına daha yakın olmak ve siparişlerinden daha büyük pay alabilmek için, Rüzgarlı Sokak Çatal Han – Ankara adresinde bir ortak ile birlikte, Azim Sanayi isimli bir şirket daha kurdu. Azim Sanayi, daha sonra İstanbul Yolu, Bahçekapı Mahallesi Serpmeleri No.82 adresine taşındı. 2000 yılına kadar üretime burada devam ettikten sonra aynı tarihte kapandı.
İstanbul tesisi İhsan Erkli’den sonra oğlu Erkan Erkli tarafından idare edilmeye başladı ve şirket ismi ERK AMBALAJ SANAYİ ve TİCARET LTD. ŞTİ. oldu. İstanbul’daki iki tesis yetersiz kalınca Firuzköy (Bağlariçi) Caddesi No: 45 Avcılar adresine taşındı. Erk Ambalaj bu adreste üretimine devam etmektedir.

 

Kaynak: Türkiye Sanayi Rehberi (1967); Ankara Sanayi Odası Rehberi (1992); Erk Ambalaj’dan alınan bilgi.

 

ERMİS KONSERVE FABRİKASI

 

1871 yılında Nevşehir’de doğan Nikola Ermis, soyadıyla ünlü olan (reklamlarında ilk ve en eski diye söz ettiği) konserve fabrikasını 1892 yılında kurdu. Kısa sürede konservesini yaptığı sebze, meyve, et ve balık çeşitlerinin sayısını 64’e çıkardı.

 

Gördüğü rağbet üzerine İstanbul’un Büyükada (1894), Bomonti (1895), Galatasaray (1896), Fındıklı (1915), Ayvansaray (1922) ve Dolapdere (1928) semtlerinde de birer Ermis fabrikası açıldı. Nikola Ermis’in 1913 yılında ölümünden sonra işlerini oğlu Ermis Ermis üstlendi. Döneminde hem yurt düzeyinde, hem de ulusal ve uluslararası sergilerde büyük beğeni kazanan, ödüller alan Ermis konserveleri 1974 yılına kadar varlığını korudu. Bu tarihten sonra Ermis ailesi Yunanistan’a göçtü ve markayı orada sürdürmek için çaba gösterdi.

 

uretici-24

 

Kaynak: Pars Tuğlacı, Tarih Boyunca İstanbul Adaları, Cilt 1, İstanbul 1989; nakleden Atlas Tarih, Sayı: 05, No: 2011/05, s. 138.

 

GÖZEN BASIMEVİ

 

1938 yılında İzmir’de kurulan Kristal yağlarının kutu tesisinin ihtiyacı olan baskılı teneke levhalar İstanbul’dan temin ediliyordu. Fakat baskıların İstanbul’da yapılmasının yarattığı sorunlar ve kalitenin ihracata uygun olmaması nedeniyle Charles Micaleff, 1951 yılında İzmir’de o zamanın en modern baskı tesisi olan Gözen Basımevi’ni kurdu. Gözen Basımevi ilk olarak 3. Kordon Doktor Hulusi Bey (şimdiki Şehit Fethi Bey Caddesi) adresinde faaliyete geçti. Daha sonra, 1953 yılında Umumi Mağazalar’ın bulunduğu yere taşındı. 1960 yılında matbaa müdürlüğüne Benito Triches getirildi.

 

Başlangıçta Kristal’in ihtiyacını karşılamak üzere kurulan Gözen Basımevi, İzmir’deki Tariş, Ekiz, Turyağ ve Canbolat gibi diğer firmaların tenekelerini de basmaya başladığı için bir süre sonra yetersiz kaldı. Mevcut alan yeni yatırım yapmaya müsait olmadığından, 1962 yılında Anadolu Cad. No.34/12 Salhane adresine taşındı. Matbaa mürekkepleri ithalatında, baskı film ve kalıplarının hazırlanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmasına rağmen, bütün bu sorunlar özverili bir çalışma sonucunda çözüldü ve firma faaliyetine devam edebildi. İngiltere’den 1967 model bir ofset baskı makinesi, Almanya’dan Klimsch kamera, grenaj makinesi, turnet, ark lambası ve vakumlu kopya cihazı getirilerek tesis modernleştirildi. Yalnız teneke üzerine baskı yapan bir tesis olarak kalmadı, alüminyum gold etiket basımı da gerçekleştirdi. Aynı zamanda Gözen Basımevi, bir okul gibiydi. Botaş’ın bütün ustaları, teneke üzerine baskı yapmayı Gözen matbaasında öğrenmişlerdi.

 

1980 yılına kadar faaliyetine devam eden Gözen Basımevi, İzmir’de modern teneke ofset matbaalarının kurulması üzerine faaliyetine son verdi.

 

uretici-25
1970 yılında Gözen’de çalışanlar. Bu kişilerden Bilal ve Hasan ( soldan 1. ve 3.) ileriki yıllarda Botaş ve Öntaş’ta usta olarak görev almışlardır.

 

HASAN ŞEHİRLİOĞLU

 

Edremit, Türk teneke ambalaj sanayinin ilk başladığı şehirlerden biridir. Zeytinyağı ve bal üretiminin Edremit’te gelişmiş olması, teneke ambalaj ihtiyacını doğurmuş ve bu da teneke kutu tesislerinin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir. İlk teneke üretim tesislerinin Museviler tarafından kurulduğu söylenmektedir.

 

Musevilerin kurduğu bir tesiste çalışmaya başlayarak bu mesleği öğrenen Hasan Şehirlioğlu, 1938 yılı civarında şehir merkezinde kendi tesisini kurdu. Edremitliler tarafından çok sevilen Şehirlioğlu, komşu esnafın da tam desteğini alarak aldığı siparişleri söz verdiği zamanda teslim ederek güvenilir bir isim olarak kendini tanıttı. Çok sıkıştığı dönemlerde komşu esnafın, ertesi gün kendi dükkânlarını açamama pahasına, Hasan Şehirlioğlu’na yardım etmeye koştukları bilinir. Ancak 1960 yılına gelindiğinde, elinde o günün şartlarına göre ciddi teneke stoku olan Hasan Şehirlioğlu teneke fiyatlarının ani düşüşü nedeniyle iflas etti.

 

Kaynak: Yusuf Karagül, Mehmet Çitköylü ve Hakkı Yağcı’dan alınan bilgi, Türk Ticaret Rehberi ve Adres Kitabı (1944-1945).

 

GÜL PLASTİK SANAYİ

 

Hasan Tahsin Mert, 2013 yılı itibariyle 60 yıl sektöre emek vermiş ve teneke ambalaj sektöründe en uzun süre çalışmış kişilerden biridir.

 

Hasan Tahsin Mert, ilk olarak 1953-1959 yılları arasında Yako Grandi ve Mişon Morhayim’in sahibi olduğu Üstün Konserve ve Litolu Teneke Kutu fabrikasında çalıştı. O tarihlerde Yako Grandi ve Mişon Morhayim’in üç fabrikası bulunuyordu. Birincisi Rüstempaşa Camii altındaki fabrika; diğeri İpçiler Yokuşu’nda ağırlıklı olarak 18 kg’lık kutular yapan fabrika; üçüncüsü de büyük Vita kutularını yapan Kasımpaşa’daki fabrikaydı. Hasan Tahsin Mert, 1959 yılında askere gidene kadar burada çalıştı.

 

1962 yılında askerlik dönüşü eski işyerinin grevler yüzünden kapanması nedeniyle, Kartal Teneke dahil birkaç şirkette kısa sürelerle çalışan Hasan Tahsin Mert, 1962 yılı sonlarına doğru Marshall Boya ve Vernik fabrikasının kutu üretim bölümüne girdi. Kutu üretim bölümü, 1970 yılında ana şirketten ayrılarak Eminiş adını aldı. Eminiş’te fabrika müdürlüğü de yapan Hasan Tahsin Mert, 1991 yılında emekli oldu.

 

Emekli olduktan sonra Orhanlı Merkez Mahallesi, Karadeniz Caddesi No.3 Tuzla adresinde Gül Plastik şirketini kuran Hasan Tahsin Mert, plastik kova ve diğer plastik ambalajların yanında Eminiş’ten kendisine verilen bir otomatik kutu hattında küçük teneke kutular da üretti. Daha sonraları da plastik tesisini satıp yalnız teneke kutu üretimine devam etti.

 

Halen yalnız ufak çaplı teneke kutular üretmektedir.

 

Kaynak: Hasan Tahsin Mert’ten alınan bilgi.

 

HİLAL AMBALAJ SANAYİ ve TİCARET A.Ş.

 

1927 yılında İstanbul’da doğan Nurullah Gezgin, hukuk fakültesini bitirdikten sonra bir süre Çorlu’da askeri hâkimlik yaptı. Nurullah Gezgin, 1961 yılında, kayınvalidesine ait faal olmayan FA-TEK firmasını aldıysa da çalıştırmadı. İstanbul Sanayi Odası’na kaydını yaptırdı. Daha sonra bir arkadaşının önerisi üzerine Marmara Adası’nda işletilmeyen bir balık konserve fabrikasının kutu yapma makinelerini aldı ve 1 milyon lira sermaye ile 1966 yılında Hilal Ambalaj’ı kurdu.

 

Şirketin ilk adresi Demirciler Sokak No.5 Karaköy – İstanbul oldu. Daha sonra 1969 yılında tesis, Halkalı Caddesi No.245 Sefaköy – İstanbul adresine taşındı. İstanbul Sanayicileri Adres Kitabı (1971), Nurullah Gezgin’e ait FA-TEK Ambalaj ve Ticaret, NUR Ambalaj Sanayi (matbaa) ve Hilal Ambalaj şirketlerini, Karaköy’deki adreste faal olarak gösterir. İlerleyen yıllarda Nurullah Gezgin, Sefaköy Hilal Ambalaj adresinde faaliyette bulunan birkaç şirket daha kurdu. Bunlardan ikisi, Kapsan Kapak Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Metam Metal Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş.’dir.
Nurullah Gezgin, İstanbul Sanayi Odası’nda 1963 yılında Meclis Üyeliğine, 1965 yılında Yönetim Kurulu Üyeliğine, 1970 yılında da Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğine seçildi. 1973-1979 ve 1981-1989 yılları arasında İSO Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan Nurullah Gezgin, İstanbul Sanayi Odası’nda en uzun süre Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan kişidir.

 

Hilal Ambalaj, 1979’da Gebze’de, 1986’da Çayır-ova’da, 1990’da Bursa Karacabey’de ve daha sonra Adana’da yeni tesisler kurdu. 100 gramdan 22 kilograma kadar çeşitli ebatlarda yuvarlak ve dörtköşe kutu üretiyordu. Gıdadan kimyaya, boyadan madeni yağa pek çok sektöre hizmet verdi. 2000’li yılların ortalarında hem fabrika hem de merkez ofis olarak kullanılan Sefaköy tesisi satıldı. Fabrika Gebze’ye, merkez ofis ise Maslak’ta bulunan Beybi Giz Plaza’ya taşındı.

 

Üç kız çocuğu sahibi olan Nurullah Gezgin, daha sonra Hilal Ambalaj’ın yönetimini İKV’nin başkanlığını da yapmış olan kızı Meral Gezgin’e bıraktı. Nurullah Gezgin, 2003 yılında bir toplantı sırasında geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat etti.

 

2011 yılında Adana fabrikasının yanmasından bir süre sonra, Hilal Ambalaj faaliyetlerini durdurdu. 2013 yılında Karacabey’deki Bursa fabrikası Crown firmasına satıldı.

 

Kaynak: İSO, İstanbul Sanayicilerinin Adres Kitabı (1971); Dünya (3 Ekim 1981); TASİAD 2000 yılı üye listesi.

 

Nurullah Gezgin, 1965 yılında görev almaya başladığı İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu’na uzun yıllar başkan olarak hizmet etti. 7 Ekim 2003 tarihinde hayatını kaybeden Nurullah Gezgin’in ardından kaleme alınanlar:
Türk sanayisinin duayenlerinden, yeri kolay kolay doldurulamayacak saygıdeğer bir arkadaşımızı kaybettiğim için büyük üzüntü duymaktayım. İnandığı ve savunduğu fikirlerden hiç taviz vermeden doğru bildiği yolda yürümüş, Türkiye’nin ilk ve en büyük sanayi odası olan İstanbul Sanayi Odası’nın 50 yıllık tarihinde 14 yılı başkanlık olmak üzere 37 yıl gibi uzun bir süreyle görev yaparak ülkemize hizmet vermiştir.

 

İstanbul Sanayi Odası’nda ülkenin zor dönemlerine tekabül eden uzun yıllar başarıyla başkanlık yapmış olması, uzlaşmacı kişiliği ve sosyal ilişkilerinin ne denli sağlam olduğunun en büyük göstergesidir kanısındayım. Kadim dostum Nurullah Gezgin’in açık görüşlülüğü, kararlılığı, bilgisi ve yönetim anlayışıyla Odamızın bugünlere gelmesinde büyük payı olmuş ve bir anlamda Türk sanayisinin bir dönemine damgasını vurmuştur.

 

Yetiştirdiği sevgili kızı Meral Gezgin Eriş’in –ki gönül rahatlığıyla İKV Başkanlığını ona devretmiştim– onun ilkelerini geleceğe taşıyacağına gönülden inanıyor, aziz dosta Tanrı’dan rahmet diliyorum.

 

Jak. V. Kamhi – İSO Meclis Üyesi

 

uretici-26

 

Kaynak: İstanbul Sanayi Odası Dergisi, Kasım 2003 (Özel Sayı).

 

Türk sanayisinin önemli müteşebbislerinden ve İstanbul Sanayi Odası’nın başarılı başkanlarından, bu kuruma yıllarını vermiş olan, aziz dostum ve değerli mesai arkadaşım Nurullah Gezgin’in vefatından derin bir üzüntü duydum.
Merhum Nurullah Gezgin’le İSO Meclisi’nde başlayan tanışıklığımız ve arkadaşlığımız 30 yıldan fazla bir zamanı içerir. Bu süre zarfında Türk sanayisinin gelişmesi, kalkınması ve kendimize düşen görev ve vizyonu bihakkın yerine getirmek için, Nurullah Bey Yönetim Kurulu Başkanı, ben de Meclis Başkanı olarak uzun yıllar birlikte çalıştık. Görev arkadaşlığımız kısa sürede aile dostluğuna da dönüştü. Gerek mesai arkadaşım, gerekse dostum olarak bu süre zarfında unutulmayacak pek çok hatıralarımız vardır.

 

Onun İSO’ya ve dolayısıyla Türk sanayisine yapmış olduğu önemli hizmet ve katkılar daima şükranla anılacaktır. Geride bıraktığı hayırlı evlatları onun hizmetlerini ve ilkelerini sürdürecek, bizler de onun dostluğunu ve hizmetlerini şükranla yad edeceğiz.
Nurullah Gezgin’in vefatı gerek İSO ve gerekse Türk Sanayisi için çok önemli bir kayıptır.
Nurullah Bey, Türk Sanayisi adına inandı ve savunduğu davalardan hiçbir surette taviz vermeyerek, fikir ve katkılarını sürdürmüş, Türkiye’nin ilk Sanayi Odası olan İSO’nun bayrağını, kimliği ve önderliğiyle başarı ile taşımış, Odaya ve Türk sanayine önemli hizmetler sağlamıştır.

 

Daima güvenilir dostluğu kişiliğinin en önemli vasfıydı. Odanın gerek yazılı gerekse yazılı olmayan geleneksel gaye ve hedeflerinden hiçbir zaman taviz vermemiş, kamu hizmetini her zaman kendi işinin önünde tutmuş ve aldığı görevi bihakkın sanayimiz ve ülkemiz için yerine getirmiştir.

 

Toksözlülüğü ve gerçekçi yönüyle her ortama temayüz etmiş ve saygı görmüştür. Kendisiyle uzun yıllar beraberce çalışmış olmamız ve samimi dostluğumuz en değerli anılarımızda yaşayacak ve kendisini daima rahmetle yad edeceğiz.
Dr. İbrahim Bodur – İSO Meclis Onur Üyesi

 

Kızları Meral Gezgin Eriş ve Banu Gezgin Önay’ın anılarında Nurullah Gezgin:

 

Nurullah Gezgin, küçük orta boy işletmesi olan bir sanayicinin de, Sanayi Odası gibi özel sektörün sesini duyuran bir kurumda başkan olabileceğini gösterdi. Bence çok önemli bir dönüm noktası o manada. Babam başkan olarak küçük sanayicinin de, orta ve büyük sanayicinin de sesi oldu. Fakat hiç kimseyle de menfaat ilişkisine girmedi, büyük gruplara yakın olmanın şımarıklığına kaptırmadı kendini. Bir yandan çok diri durarak orta ve büyük ölçekli sanayicilerle yakın olması, diğer taraftan da gelişmekte olan Türk sanayi içinde küçük, orta boy sanayinin sözcü olabilmesinde büyük bir dönüm noktası oldu.
Biz 70’li ve 80’li yıllarda Sanayi Odası’nda Yönetim Kurulu’nda ve Meclis üyelerinde bir yakınlık olduğunu gördük. Ben hatırlıyorum, Yönetim Kurulu üyeleri sık sık aileleriyle birlikte bir araya gelirlerdi. Biz çocukken neredeyse her hafta sonu Yönetim Kurulu, eşleriyle birlikte yemeğe gelirdi. Ben Ergun Başkan’a hep, “Ergun Amca” dedim. Bu müthiş bir beraberlikti.
Sefaköy’deki fabrika binası 1969’da yapılmıştır. Ama kendi odasını yaptırmadan önce fabrikanın yemekhanesini yaptırdı. Yemekhanenin taşlarına Abdullah Efendi Lokantası’nın zemin taşlarına benzer döşeme kullandırdı. Masa ve sandalyeleri en kaliteli markalardan aldırdı. Mehmet Efendi de çok güzel yemek yapardı. Çalışanlar bu yemekhanede yemeklerini yerken babam, bir kenarda keyifle sigarasını içerdi. Hayatta en keyif aldığı şeylerden biri buydu.

 

uretici-27Bülent Ecevit (solda) – İbrahim Bodur (ortada) – Nurullah Gezgin (sağda).

 

prev book next