Teneke İthalatı
Erdemir’in üretime geçtiği 1965 yılına kadar Türkiye’deki teneke levha ihtiyacı tamamen yurtdışından ithalat yoluyla karşılanıyordu. Türkiye’ye ilk teneke ithalatı 19. yüzyılda başladı. 1900’lerin başında Hayim Beraha ve Isak Eskenazi’nin İngiltere’den kok teneke ithal ettiği ve sattığı bilinmektedir. Cumhuriyet döneminde ise kısa süreli serbest ithalat dönemleri hariç tutulursa, tenekenin tevzi sistemine tabi olması nedeniyle ithalat devlet kontrolünde gerçekleşti. Erdemir’in kurulmasından sonra, bu kuruluşun verdiği taahhüt doğrultusunda teneke ithalatı hükümetçe yasaklandı. Ancak Erdemir’in özellikle ilk yıllarda pazara yeterli miktarda teneke verememesi, tenekeyi yeniden bulunması güç bir malzeme haline getirdi. 1971 yılında “Ayşe” fırınında meydana gelen arıza nedeniyle üretimin durması üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları’nı teneke ithal etmekle görevlendirdi.¹ Teneke ve sac temininde yaşanan sıkıntının bir yıldan uzun bir süre devam etmesi üzerine, Bakanlar Kurulu kararıyla teneke ve sac ithalinden alınan gümrük vergisi, 1972 Ekim’inde yüzde 30’dan yüzde 5’e indirildi. 1973 Nisan’ında ise sac ve tenekenin gümrük vergisinden bir yıl muaf tutulmasına karar verildi.
Alınan önlemlere rağmen bu dönemden sonra da Erdemir talepleri karşılamakta ciddi sıkıntı çekti. Üretimde sorunlar yaşayan fabrikayı zorlayan bir başka unsur da taleplerin hızla artması oldu. Fabrika, örneğin 1985 yılında şişirilmiş teneke talebinin ancak yüzde 21-22’sini karşılayabileceğini açıkladı. Teneke kullanıcıları da, Erdemir’in istenilen miktarın altında geri dönüş yapması nedeniyle talep ettikleri miktarları ihtiyaçlarının üzerinde gösteriyorlardı. Arz ve talep arasındaki bu fark, eskiden olduğu gibi ithalat yoluyla karşılanmaya başladı. Fakat ithal edilen tenekenin daha yüksek fiyatlı olması, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Nurullah Gezgin’e göre, pazarda ikili bir fiyat yapısına yol açıyordu. Erdemir, tenekenin kilosunu kalay kaplama miktarına bağlı olarak 265-325 lira arasında satarken, ithal malı tenekenin fiyatı 350-410 lira arasında değişiyordu. İhracatta kullanılmak koşuluyla ithal edilen tenekede belli bir indirim uygulanmakla birlikte, bu indirimden sonra bile fiyatlar Erdemir’e oranla yüksek kalıyordu.²
Teneke üretimindeki darboğazın önemli nedenlerinden biri de, kalay temininde yaşanan sorunlardı. 1979 yılı itibariyle yıllık 1.500 ton civarındaki kalay gereksiniminin tümü dışalımla karşılanıyordu. Yeterli döviz bulunamadığı için ithalatlar düzenli yapılamıyor, bu da teneke üretiminde kesintilere yol açıyordu.³
Türkiye’nin yıllara göre teneke ithalat miktarları TÜİK’ten temin edilerek aşağıdaki tabloda verilmiştir. Ancak sıralanan sebeplerden dolayı, TÜİK’ten temin edilen miktarların tam olarak sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir:
• 1980 yılından sonra GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) kodları sık sık değiştirilmiş ve 2002 yılında yapılan son değişiklikle, Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu hale getirilmiştir. Bu değişiklikler sırasında kısa sürelerle karışıklıklar olmuştur.
• Özellikle 1970’li yıllarda hatalı tarife numaralarıyla farklı malzemeler ithal edildiği bilinmektedir.
• Teneke ithalatından gümrük vergisinin alınmadığı yıllarda GTİP kodlarına gümrüklerce fazla önem verilmemiştir.
1 “Açıklama Yapılsın, Zanlılıktan Kurtulalım,” Cumhuriyet (4 Mart 1972).
2 “Kalaylı Tenekede İthalat İkili Fiyat Doğurdu,” Cumhuriyet (29 Kasım 1984).
3 “Demir Dışı Metallerin Üretimi, Sanayinin Genel Düzeyinin de Gerisinde Kalıyor,” Cumhuriyet (3 Aralık 1979).
Tariş Zeytinyağı Kutu Fabrikası (1970).