Denizli’nin Bekirli ilçesinde pekmez üretimi ve ticaretiyle uğraşan Ömer Okyay, daha sonra işini Bandırma’ya taşıdı. İhtiyacı olan teneke ambalajları, 1945 yılından beri Bandırma’da kutu üreten Kadir Cepoğlu’dan temin ediyordu. Pekmez işinin gün geçtikçe pazar kaybetmesi ve eski önemini yitirmesi üzerine yeni bir iş arayışına giren Ömer Okyay, Kadir Cepoğlu’nun teşvikiyle teneke kutu üretimi işine Akrabası İbrahim Önal ile birlikte girmeye karar verdi. Her ikisi de işi bilmedikleri için Kadir Cepoğlu’nu ortak olarak aldılar. 1965 yılında Denizli’nin Bekirli ilçesinde, Kadir Cepoğlu’nun verdiği makinelerle üretime başladılar. 1970 yılında kutu üretim işine Bandırma’da devam etme kararı aldılar. 1975 yılında İbrahim Önal ortaklıktan ayrılarak kendi kutu tesisini kurdu.
Ömer Okyay, İstanbul’dan aldığı yeni makinelerle, makine parkını büyüttü. 1980 yılında şirket ismini Okyaylar Teneke Kutu Limited Şirketi olarak değiştirdi. Ömer Okyay’ın oğlu Mehmet Okyay’ın da şirkette çalışmaya başlamasından sonra, 1986 yılında İstanbul’dan bir taş baskı makinesi aldılar.
2006 yılında, mevcut makine parkı ile rekabet etmenin mümkün olamayacağına karar verip tesisi kapattılar.
Kaynak: Mehmet Okyay’dan alınan bilgi.
Abdullah Payır ’ın amcası olan Hüseyin Payır, 1946 yılında Ohannes Meyhanecioğlu’nun yanında çalışmaya başladı.
1952 yılında Ohannes’in yanından ayrılan Hüseyin Payır, Küçükpazar Arap Han’da kendi atölyesini açtı. Önce çatal bıçak, daha sonra helva ve reçel kutuları imal etmeye başladı.
1968 yılında Hüseyin Payır ’ın oğlu Murat Payır ’ın da şirkete ortak olmasından sonra, şirketin ismi Hüseyin Payır ve Oğlu Murat Payır olarak değiştirildi. İşyerlerini de Kepenkçi Sabunhane Sokak Tahtakale, Küçükpazar – İstanbul adresine taşıdılar. Buradaki faaliyetleri 1985 yılına kadar devam etti. Bu yıldan itibaren ise Beylikdüzü’nde inşa ettikleri yeni fabrikalarında, makine parklarına bir matbaa hattı ilave ettiler. 1999 yılında piyasadaki aşırı rekabet nedeniyle şirketi kapatmaya karar verdiler.
Kaynak: Murat Payır’dan alınan bilgi; İTO Adres Kitabı (1967, 1970, 1974, 1979, 1985); İTO, Ambalajın Ticari Önemi (1968)
Sami Kan, 1943 yılında Tahtakale, Yavaşça Şahin Sokak No:2/4 adresinde kurduğu atölyede galvanizli saçtan mamul kova ve karavana tabir edilen büyük leğen imalatına başladı. 1950’li yılların sonlarında plastikten mamuller yaygınlaşıp saçtan ürünlere talep azalınca, Mercan Havancı Sokak No.19’da teneke kutu üretimine yöneldi ve sürgülü ilaç kutusu imalatına ağırlık vererek kısa sürede bu çeşidin tek üreticisi durumuna geldi.
Artan işlerden dolayı 1965 yılında Tokapı, Fazlıpaşa Sitesi No.28 adresine taşınan Sami Kan’a, 1971 yılında damadı Maryo Hodara da katıldı. Şirket, ilaç ambalajlarının değişmesi üzerine teneke kavanoz kapakları ve krem kutuları imalatına başladı. Uzmanlaştığı bu konuda da tek üretici durumuna yükselen şirket, uzun yıllar Eczacıbaşı İlaç Sanayi’nin tutulan ürünleri Oralet ve Vicks’in kavanoz kapakları ile Nivea krem kutularının tek tedarikçisi oldu.
Bu arada 1977 yılında Sami Kan firması, Samka Metal Ambalaj Sanayi Anonim Şirketi adını aldı. 1992 yılına gelindiğinde ithalatın serbestleşmesiyle Eczacıbaşı krem üretimine son verince, başka alanlara yönelmek gerekti. Firmaya katılan torun Cem Hodara’nın katkılarıyla, boya sektörüne muhtelif boylarda teneke kutu imalatına başlandı. Daha geniş bir alan gerektiren bu iş için şirket, Küçükköy, Cebeci Caddesi No:111 adresine taşındı. Artan iş hacmi sonrasında bu tesis de yetersiz kaldı ve firma 2002 yılında Kurtköy, Şimşek Sokak No:6’daki fabrikaya taşındı. Bu işletmede de Samka hızla büyümeye devam etti. Yeni yatırımlara yer kalmayınca, 2013 yılında Tuzla Organize Sanayi Bölgesi içinde, İstanbul Anadolu Yakası OSB, 1. Sanayi Caddesi No. 16 adresindeki modern yeni fabrikasına taşındı.
Maryo Hodara ve oğlu Cem Hodara tarafından yönetilen şirket, boya, yapı kimyasalları, matbaa mürekkepleri ve muhtelif sektörler için her boyda teneke kutu ile fantezi kutular üretmekte, artan oranda da ihracat yapmaktadır.
Kaynak: Şirket web sitesi; Zekai Gönen, İstanbul Sanayicileri Adres Kitabı (1957); İTO Adres Kitabı (1955, 1970 ve 1971); Türkiye Sanayi Rehberi (1967); İTO, Ambalajın Ticari Önemi (1968); 2003 ve 2013 İstanbul Sanayi Odası kayıtları; Cem Hodara’dan alınan bilgi.
Sarten Teneke Kutu Ticaret ve Sanayi Kollektif Şirketi, Necip ve Yusuf Sarıbekir tarafından 20 Mart 1972 tarihinde Çorlu’da kuruldu. 1968 yılında Yasuar Susar ve Hüseyin Silan’ın Tekirdağ Çorlu’da peynir ve krema kutusu üretmek üzere kurduğu kutu fabrikası Sarten tarafından satın alındı. Satın alınan tesis yaklaşık 600 metrekare kapalı alana, tek kapama makinesine ve bir adet 17 kiloluk dörtköşe teneke kutu yapma hattına sahipti. 1973 yılında Soudronic yarı otomatik dikiş kaynak makinesi, Bertil Olsson dörtköşe yapma makinesi ve Vatan Makina’dan kapatma makineleri alındı. Bu yatırımları, 1974 yılında Crabtree firmasından alınan iki renkli matbaa hattı takip etti.
Necip ve Yusuf Sarıbekir kardeşler tarafından idare edilen Sarten, 1975 yılında Semizkumlar Mahallesi Kınalı Mevkii, Edirne Yolu 9. km Silivri adresinde 45 bin metrekare açık alana sahip yeni bir fabrika kurdu. 15 Mart 1978 tarihinde şirketin ismi Sarten Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu. Günden güne büyüyen Sarten, hızla yatırımlarına ve şirket satın almalarına devam etti:
• 1986 yılında makine kalıp fabrikası kuruldu.
• 1986 yılında Gebze fabrikası kuruldu.
• 1996 yılında Manisa fabrikası kuruldu.
• 1997-1998 yılında Manisa’da Sollac ile ortak Çelik Servis Merkezi kuruldu (bu ortaklık 1999 başında son buldu).
• 1998 yılında plastik ambalaj yatırımları başladı.
• 1999’da Botaş firmasının konserve kutu hatları alındı.
• 2000 yılında Gemlik ve Adana fabrikaları kuruldu.
• 2001 yılında Bulgaristan’da bir kutu fabrikası alınıp tevsii yapıldı.
• 2003 yılında Romanya’da fabrika kuruldu.
• 2003 yılında Tariş teneke kutu fabrikası satın alındı.
• 2004 yılında Tamek kutu fabrikası satın alındı.
• 2004 yılında Botaş firmasının kalan bütün matbaa ve kutu üretim bölümleri satın alındı.
• 2005 yılında Rusya, Nevinominsk şehrinde aerosol kutu üreten Sarpak isimli fabrika kuruldu.
• 2009 yılında TKS Ayvalık kutu fabrikası satın alındı.
• 2010 yılında Manisa’da Sarkap kavanoz kapak fabrikası kuruldu.
• 2012 yılında Makedonya IMPA kavanoz kapak fabrikası satın alındı.
• 2013 yılında Tat konserve fabrikasının teneke kutu üretim hatları satın alındı.
Sarten 1980’li yılların ikinci yarısında konserve kutusu, 1986 yılında aerosol kutusu, 1989’da iki parçalı kutu, 1992’de kolay açılır kapak, 1997’de kavanoz kapak, 2005’te fantezi kutu üretimine başladı. Sarten’in Türk Teneke Ambalaj sanayindeki ilkleri şunlardır:
• 1992 yılında ilk otomatik kolay açılır kapak üretimi (Silivri fabrikası)
• 1994 yılında bobin tenekeden levha teneke kesme (Silivri fabrikası)
• 2006 yılında şekillendirilmiş aerosol kutu üretimi (Silivri fabrikası)
• 2008 yılında CTP (Computer to Plate) baskı teknolojisinin kullanımı
• 2010 yılında yurtdışında ilk satış ve pazarlama ofisinin açılması
2004 yılında, Necip Sarıbekir’in vefatından bir süre sonra ailesi, Sarten’deki hisselerini Yusuf Sarıbekir’in ailesine satarak ortaklıktan ayrıldı.
Türkiye’nin en büyük teneke ambalaj tesisine sahip olan Sarten, her çeşit teneke kutu, kolay açılır kapak, kavanoz kapak, fantezi kutu ve çeşitli plastik ambalaj üretmektedir. Avrupa’nın en büyük teneke ambalaj firmalarından biri haline gelen Sarten, yatırımlarına devam etmektedir.
Sarten’in kurucularından Yusuf Sarıbekir’in unutamadığı bir anısı,
Romanya fabrikamızdaki bir sorunu çözmek için Romanya’ya gitmem gerekiyordu. Yardımcı olması için Rusya fabrikamızın müdürüne telefon edip Romanya’ya gelmesini rica ettim. Hep beraber Romanya fabrikamızdaki sorunu çözdük.
Daha sonra da Bulgaristan’a geçip oradaki fabrikamızda bir toplantı yapmaya karar verdik. Araba ile yola çıktık. Sınıra geldiğimizde pasaport polisi pasaportlarımızı görmek istedi. Polis pasaportlara tek tek baktı. Sonra dönüp bize, “Maşallah, Birleşmiş Milletler gibisiniz,” dedi. Çünkü arabada Türk olarak ben, Rus fabrika müdürü, Romen fabrika müdürü ve Bulgar şoför vardı. Bu söz benim çok hoşuma gitti ve bir Türk olarak iftihar ettim.
Kaynak: Yusuf Sarıbekir’den alınan bilgi; şirket web sitesi.
Hilal Ambalaj’ın Adana fabrikasının 1981-1993 yılları arasında müdürlüğünü yapmış olan Mehmet Yetim bu görevinden ayrıldıktan sonra Marsa Yağ Fabrikası’nın içinde bulunan kutu üretim tesisini çalıştırmaya başladı. 1997 yılında Dilovası O.S.B D-3007 Sokak No.4 Gebze Kocaeli adresinde kiraladığı bir fabrika binasında ilk kutu tesisini kurdu. 1998 yılında Marsa Yağ Fabrikası’nın kutu tesisini çalıştırmayı bırakıp Tarsus O.S.B.si 2. Cadde No.22 adresinde ikinci kutu tesisini kurdu. 2003 yılında Dilovası’ndaki fabrikayı satın aldı. 2002 yılında ise 19 Mayıs Sanayi Sitesi 61. Sokak No.81 Samsun adresinde ağırlıklı olarak çay kutuları üretmek üzere üçüncü kutu fabrikasını kurdu. Halen üç fabrika da faaldir.
Kaynak: Mehmet Yetim’den alınan bilgi.
Refik Sezeniş, 1940 yılında İstanbul’da Humayak Tokatlıoğlu’nun yanında çalışmaya başladı. Nisan 1943’te başladığı askerlik görevini tamamladığı 1947 yılı başında yeniden Tokatlıoğlu ile çalışmaya devam etti. Aynı yılın Kasım ayında memleketi Bursa’ya döndü.
1950 yılına kadar Bursa’da süt güğümü, oluk yapımı, tamirat işleri gibi alanlarda tenekecilikle uğraştı. 1950 yılında bir tornacı arkadaşının yardımıyla bir büyük, bir de küçük vidalı pres ve teneke kutu yapımı için gerekli kalıpları yaparak teneke kutu üretimine başladı. 12 metrekare büyüklüğündeki atölyesi, Bursa merkezdeki Atatürk anıtının yanındaki Kayan Çarşısı’ndaydı. İlk yaptığı kutular, peynir ve yağ için üretilmiş dörtköşe kutulardı. Tenekeyi, teneke ithalatı yapan Hayim Beraha ’dan ve eski ustası Humayak Tokatlıoğlu’ndan temin ediyordu. Zaman zaman, bir haftada yaptığı 50-60 adet kutuyu satmakta bile zorlanıyordu. Çünkü o tarihlerde ikinci el kutular daha çok tercih ediliyordu.
Günün birinde çiftlik sahibi olan bir akrabasının ufak yuvarlak salça kutusu istemesi üzerine İstanbul’a gidip yuvarlak konserve kutusunun yapımını öğrendi. İstanbul’dan temin ettiği kok tenekelerden yuvarlak konserve kutusu üretip, Bursa’daki bazı ufak konserve fabrikalarına satmaya başladı. Gün geçtikçe işleri düzeldi. Artan taleple beraber atölyesi dar gelmeye başladı.
1960 yılında şirket ismini Numune Teneke ve Kutu Evi olarak değiştirip, Yıldırım Sanayi Çarşısı K Blok No.2 adresinde yeni aldığı atölyeye taşındı. 120 metrekare olan yeni atölye ona uzun süre hizmet verecekti. Erdemir kurulup teneke üretimine başladıktan sonra teneke tahsise tabi oldu. Sanayi Odası tenekeyi daha çok peynir üreticilerine veriyordu. Tahsis alan peynirciler ise tenekeyi genelde İstanbul’daki kutu üreticilerine satıyorlardı.
1962 yılında Humayak Tokatlıoğlu parçalar halinde yarı otomatik kapama makinesi getirip Refik Sezeniş’e verdi. Bunu monte ederek çalıştıran Refik Sezeniş, makineli kutu üretimine ilk adımı atmış oldu. Oğlu Bahattin de büyüyüp babasına yardım etmeye başlamıştı. O tarihlerde tenekelerini Lito Teneke Matbaası’nda bastırıyorlardı.
1980 yılına gelindiğinde artık 120 metrekarelik atölye de dar gelmeye başlamıştı. Baba oğul, yeni ve daha büyük bir fabrika kurmanın zamanı geldiğine karar verdiler. Duaçınar Mahallesi, Fişek Sokak No.2 adresinde, 1.200 metrekarelik yeni fabrikalarına taşındılar. Vatan Makina ve Umar Makina’dan aldıkları yeni makinelerle fabrikalarını modernleştirdiler. 1992 yılında firmanın ismi, Sezeniş Metal Ambalaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirildi. 1993 yılında bu fabrika da dar gelince, Nilüfer Köyü Kavaklıdere Sokak No.6’daki yeni fabrika binasına taşındılar.
REFİK SEZENİŞ
Aşağıdaki metin, Refik Sezeniş’in 9 Kasım 2002 tarihli mektubundan alınmıştır:
1950 yılına kadar ufak tenekecilik denilen işi yaptım. Yani süt güğümü, oluk işleri ve tamirat gibi… Aynı yıl bir tornacı arkadaşımla bir büyük, bir küçük vidalı pres yaptık. Kalıpları kendim yaptım. Peynir ve yağ tenekesi yapmaya başladım. O zamanlar peyniri çoğunlukla toplama tenekelere koyuyorlardı. Haftada 50-60 teneke zor satıyorduk. Bütün imkânsızlıklara rağmen gayret ettim. İşim her gün biraz daha gelişiyordu.
O zamanlar teneke tevziye tabiydi ve tevzii teneke peynircilere veriliyordu. Tevziden teneke alanlar da aldıkları tenekeleri İstanbul’a satıyorlardı. Sanayi Odası’na itiraz ettim. “Tevzii bize verin. Biz onlara teneke yapalım,” dedim. “Biz abdesthane ibriğine teneke vermeyiz,” dediler.
Kapama makinesini bize Hımayak Tokatlıoğlu getirdi. Önce gövdesi, sonra diğer parçalar geldi. Biz monte ettik. Yılını hatırlamıyorum, sanırım 1962-1963 yılları olacak.
Kaynak: Refik ve Bahattin Sezeniş’ten alınan bilgi.
Teneke kutu yapımını, Hayim Beraha ’nın yanında çalışırken öğrenen Kâşif Silan, 1937 yılında Kalçin Sokakta Trifonidas Han, Eminönü adresinde Mordehay Morhayim ile ortak olarak kutu üretimine başladı.
1941 yılında Durmuş Yaşar İzmir’de ilk boya atölyesini, Dyo’yu kurduğunda, Kâşif Silan ile temasa geçerek ihtiyacı olan kutuları ona sipariş verdi. 1954 yılında Dyo ilk boya fabrikasını kurunca, teneke kutu ihtiyacı artıp Kâşif Silan yeterli miktarda teneke kutu temin edememeye başladığında, Durmuş Yaşar, İzmir’de Nato’da görevli Amerikalıların çöplerinden kullanılmış boş konserve ve meşrubat kutularını toplatır ve Kâşif Silan’a yollardı. Silan da bu kutuları boya kutusuna çevirip İzmir’e geri gönderirdi.
Zamanla Kaşif Silan ile Durmuş Yaşar’ın samimiyeti ilerledi. Dyo’nun artan kutu ihtiyacının İstanbul’dan temini zorlaşınca Durmuş Yaşar, Kâşif Silan’dan İzmir’de de bir kutu fabrikası kurmasını istedi.
Önceleri bu teklife sıcak bakan Kâşif Silan, 1961 İhtilali’nin etkileri nedeniyle daha sonra bu projeden vazgeçti.
Kaşif Silan 1950’li yıllarda bir süre Zeki Konuçu ile ortak oldu.
Silan, 1960’lı yılların başında Kantarcılar Caddesi, Odunkapı Yokuşu No.8/2 adresine taşındı ve 1970’li yılların ortalarına kadar orada Kâşif Silan Teneke Kutu Sanayi adıyla faaliyetlerini sürdürdü. Daha sonra Kantarcılar Caddesi, Murat Efendi Sokak No.40 adresine taşındı. Kâşif Silan’ın vefatından sonra oğulları Halit ve Nurettin Silan, 10 Mart 1986 tarihinde, şirket ismini Silan Teneke Kutu Plastik Ambalaj Sanayi ve Ticaret Kollektif Şirketi, adresini ise Kurtköy Yolu No.27 Dolayoba, Pendik olarak değiştirdi. Şirket burada plastik kutu üretimine de başladı. 2004 yılında kardeşi Nurettin Silan’ın vefatından sonra Halit Silan, Nurettin Silan’ın varisleri ile çalışmaya devam etti. Bir süre sonra da plastik kutu üretiminden çıktı. 2013 yılı başında İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi, Kürk Sokak No.3 Tuzla adresine taşınan şirket, halen bu adreste faaliyetine devam etmektedir.
Kaynak: Abdullah Silan’dan alınan bilgi; Türkiye Sanayi Rehberi (1967); İSO, İstanbul Sanayicilerinin Adres Kitabı (1971); Zekai Gönen, İstanbul Sanayicileri Adres Kitabı (1957); Dünya (5 Ekim 1981); 2003 İstanbul Sanayi Odası kayıtları. 238
Öntaş, Öner Teneke Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti., 1989 yılında Erhan ve Ercan Öner kardeşler tarafından Ankara Karayolu 28. km Kemalpaşa – İzmir adresinde, 32 bin metrekare alan üzerine kuruldu. 1989 yılının Aralık ayında boya ve yağ kutularının, 1990 yılında da konserve kutularının üretimi başladı. Aynı yıl matbaa hattı da devreye alındı.
Konserve kutu piyasasında en büyük pazar payına sahip olan Botaş ve o tarihte 20-30 yıldır kutu piyasasında olan Tasaş, Sarten, Hilal Ambalaj gibi sektör liderlerine rağmen, Öntaş kısa sürede kalitesi ve servisiyle pazarda kapasitesine uygun bir yer buldu. Şirket her yıl yatırımlarına devam ederek pazar payını artırırken, konserve kutu sektörünün en büyüklerinden önce Botaş, sonra Tasaş ve son olarak da Hilal Ambalaj sektörden çekildi.
Öntaş, 2002 yılında anonim şirkete dönüştürüldü. 2005 yılında dönemin en modern ve hızlı matbaa hattı, dört renkli UV laklaması da bulunan METALSTAR-2 matbaa hattını devreye aldı.
2008 yılında Silgan White Cap firmasının Türkiye’deki kavanoz kapak fabrikasının lak ve baskı işlerini yapmaya başlayan Öntaş, Silgan’ın Türkiye’deki yaklaşık %75 gibi çok büyük bir pazar payına sahip tesisini kapatma kararı almasından sonra, kavanoz kapak piyasasında doğan boşluğu doldurmak için yatırım kararı aldı. Böylece 2009 yılında aldığı Alman Cantec marka modern ve hızlı kapak hattı ile kavanoz kapak üretmeye başladı.
Öntaş, sosyal sorumluğunu da dikkate alarak iki büyük yeniliğe imza attı. İlk olarak 2005 yılında, sektörde çalışanların, sektöre yeni giren teknik elemanların ve ilgili üniversite öğrencilerinin faydalanacağı bir yayının bulunmadığını dikkate alarak, bu boşluğu doldurmak üzere Teneke Kutu Teknolojisi adlı kitabı yayımladı. Kitapta teneke üretiminden kutu üretimine, teneke üzerine baskı yapılmasından kutu kalite kontrolüne, tenekenin tarihçesinden teneke kutu üretiminde karşılaşılan sorunların çözümüne kadar detaylı bilgiler yer almaktadır.
İkinci olarak, 2008 yılında dünyada ve Türkiye’de bir ilk olan Teneke Ambalaj Makine Müzesi’ni açtı. Dünyada çok sayıda teneke kutu müzesi olmasına karşın, teneke ambalaj makineleri müzesi daha önce hiçbir ülkede bulunmuyordu. Müzede, Türk teneke ambalaj sanayisinin ilk başladığı yıllarda kullanılmış olan makine, kalıp ve aparatlar sergilenmektedir. Öntaş’ın hedefi, sektörde kullanılmış makine ve aparatların kaybolup gitmesini engellemek ve yeni yetişen gençlere, babalarının ve dedelerinin teneke kutuyu nasıl yaptığına dair görsel kaynaklar sunmaktır.
2008 yılına kadar Türkiye’de kavanoz kapak üretimi yaparken ani bir kararla fabrikasını kapatan Silgan White Cap firması, tekrar Türkiye pazarına girmek için 2010 yılında Öntaş’ın kavanoz kapak bölümünü almak istedi. Bu girişim, Silgan White Cap’in 2012 yılında Öntaş firmasının tamamını satın almasıyla sonuçlandı. Şirket günümüzde Silgan Öntaş Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. adıyla faaliyetlerine devam etmektedir.
Yıllarca önce meşhur bir yemeklik yağ fabrikasına yağ kutusu satmak için girişimlerde bulunduk. Firma yıllardır hep aynı kutu üreticisinden teneke kutu alıyordu. Aldıkları kutular kaliteliydi, ama bizim ürettiğimiz kutular da kaliteliydi. Önce çeşitli nedenler ileri sürülerek kutu numunesi bile almadılar. Yılmadık girişimlerimizi sürdürdük. Önce numuneleri göndermeyi başardık. Sonra da deneme parti siparişi almakta başarılı olduk. Gönderdiğimiz her partide bir hata buluyorlardı. Bazı partiler iade ediliyordu. Yılmadık. Her istediklerini yaptık. Ben şuna inanmıştım: Kalite konusunda müşteri istekleri üreticilerin ürün kalitesini artırmaları için bulunmaz bir fırsattır.
Botaş’ta çalıştığım ilk yıllarda kardeş kuruluş Tuborg’a taçlı kapak yapıyorduk. Onların giriş kalite kontrol standartları Danimarka Tuborg’tan alınmıştı. Tuborg’un giriş kalite kontrolünü aşıp kapak satmakta başlangıçta çok zorlandık, ama kaliteli kapak yapmayı bu sayede öğrendik. Coca-Cola firmasının Salça fabrikası İsrail’den 5 kiloluk kutu ithal ediyordu. Onları kutu ithal etmekten vazgeçip bizden kutu almaya ikna etmek için de çok uğraştık. Sonunda başardık, ama onlara kutu üretirken kalite kontrol elemanlarının devamlı üretimin başında bulunması şartını da kabul etmek zorunda kaldık. Onların kalite güvence elemanları ile bizim kalite güvence elemanlarımız beraber kontroller yapıyorlardı. Üretim sık sık durduruluyordu. Bu sayede daha kaliteli konserve kutusu üretmeyi öğrendik. Birkaç yıl sonra artık eleman göndermekten vazgeçmişlerdi. O yemeklik yağ üreticisi müşterimizden de öğrenebileceğimiz şeyler olabilirdi.
Sonuçta yağ firmasının tedarikçisi olmuştuk, ama şikâyetler azalsa da devam ediyordu. Kutu giriş kontrolünde yağ kutusunun 3 santimlik dolum deliğinden el feneri ile kutunun içine yabancı bir madde var mı diye bakılıyordu. Bir seferinde “Kutularınızın içinde yabancı madde var,” diye telefon ettiler. Hemen firmaya gittim. Kutunun içinde sinek bulmuşlar. Kutuyu ve sineği görmek istedim. Sineği görmekte cidden çok zorlandım. Kutunun içi çok karanlıktı ve feneri delikten içeri soktuğunuzda içeriye bakacak yer kalmıyordu. Sonuçta ben göremedim. Kutu ortadan ikiye bölününce sineği gördüm. Çok ufacıcık bir meyve sineğiydi. Sineği bulan kalite kontrol elemanını tebrik ettim! Çünkü benim kutu içinde ufak bir sinek olduğunu bilerek baktığım halde göremediğim sineği, o rahatça görebilmişti. Bütün kutuları geri çektim. Kutuların içini aydınlatacak bir düzenek yaptık ve tek tek bütün kutuların içini kontrol ettik. Diğer kutularda hiçbir şey bulamadık ve kutuları geri gönderdik. Bu sefer kabul edildi.
Bulunan meyve sineğini Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne verip hangi meyveye ve İzmir bölgesine mi, yoksa yağ fabrikasının bulunduğu bölgeye mi ait olduğunun araştırılmasını istediysem de bir sonuç alamadım. Bunun üzerine fabrika bahçesinde bulunan bütün meyve ağaçlarını kesmek zorunda kaldım.
Rastaş, Reform Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1969 yılında Oto Sanayi Sitesi, Yunus Emre Caddesi No.3 Levent – İstanbul adresinde kavanoz kapak üretmek üzere kuruldu. Bir süre sonra yatırım yapmak için aldıkları kredileri geri ödeyemedikleri için şirket İş Bankası’nın kuruluşu olan Şişecam tarafından alındı.
1995 yılına kadar Şişecam’ın bir kuruluşu olarak kalan Rastaş’a, aynı yıl Avrupa’nın en büyük kavanoz kapak üreticisi White Cap, şirket hisselerinin %60’nı satın alarak ortak oldu. Ürün kalitesi artan firma, konusunda Türkiye’nin en büyük pazar payına sahip şirketi durumuna geldi.
1998 yılına gelindiğinde Avrupa merkezli White Cap’in sık sık el değiştirmesi nedeniyle Türkiye’deki şirketin adı da 1998’de Schmalbach Lubeca, 2003 yılında ise Avustralya kökenli Amcor Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu.
2006 yılında ise Amerikan kökenli Silgan tarafından satın alınan şirket, bu yıldan sonra Silgan White Cap Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. adıyla Dudullu OSB, 2. Cadde No.14 Ümraniye adresinde faaliyetine devam etti. Şirket, 2008 yılı Eylül ayında ani bir kararla Türkiye’deki kavanoz kapak üretimine son verdi. Makinelerin bir kısmı Avrupa’daki diğer fabrikalara gönderilirken, bir kısmı da satıldı. Fabrika kapandıktan sonra şirket, 2013 yılının başına kadar satış ofisi olarak faaliyetine devam etti.
2012 yılında İzmir’de bulunan, teneke kutu ve kavanoz kapak üreticisi Öntaş, Öner Teneke Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Silgan tarafından satın alınmasından sonra, İstanbul’daki bu ofis kapatıldı.
Türkiye’de ilk kavanoz kapağını yapan Rastaş’ta ambar memuru olarak çalışmaya başlayan ve birkaç terfiden sonra satış müdürü olan Savaş Deniz Gezensoy’un anıları: